Adler bakıldığında Neo-Freudcu olarak düşünülsede görüşleri Freud'unkilerden oldukça farklıdır. Her ikiside kişiliğin erken yaşlarda ( 6 yaş öncesi ) şekillendiği görüşleri açısından benzerlik göstersede genel yapı bir çok yönden farklıdır.Adler, Freud'un biyolojik ve içgüdüsel etkenlere dayalı açıklamalarını yetersiz görür.Adler, yaşanmışlıklardan ziyade asıl önemli olanın, kişinin geçmişi nasıl algıladığı ve yaşamlarında ilk karşılaştıkları olaylara nasıl yorumlar getirdiğini araştırılması gerektiğini savunur. İnsanların cinsel dürtülerden ziyade sosyal ilişkilerle motive olduğunu düşünür. Terapinin ilgi odağını bilinçdışından bilince kaydırmıştır. Tercih ve sorumluluklara, yaşamın anlamı ve başarıya, mükemmel olmak için verilen çabaya ağırlık vermiştir. Bireyler dünyada bir yer edinebilmek ve yeterli olabilmek için girişimlerde bulunurlar. Fakat bunu yapabilmek için kendilerine sahte bir üstünlük veya aşağılık duygusu veren inançlar geliştirirler. Adlerci terapistler bu inançlara yönelik danışanlara içgörü kazanmalarında yardım ederler ve hedeflerini desteklerler.
ADLER'İN KİŞİLİK KURAMI
Adler bireyi bir bütün ve birleşik bir organizma olarak inceler. En önemli noktalardan birisi ise bireyin toplumun geri kalanıyla ilişkisi olduğudur. Adler'e göre insan, kendi kaderinden sorumlu, yaratıcı ve hedefe yöneliktir. (Griffith & Graham, 2004;Sweeney,2009).
Adler bireylerin davranışlarının sebebinin geleceğe yönelik amaçlar tarafından belirlendiğini savunur. İnsan doğduğu andan itibaren diğer insanlarla birlikte iç içedir. Bu sebeple Adler, bireysel psikolojiyi sosyal psikoloji kuramı olarakta açıklar. Birey incelenirken, olaylara nasıl yaklaştığına ve diğer bireylerle ilişkilerinde kendini nasul değerlendirdiğine bakılır. Adler için kişilik çevreden şekillenir. Birey ilk olarak sosyal dürtüleriyle motive olur. Değerlendirirken geçmiş yaşantıların bir önemi yoktur. Sadece geçmişteki algıları ve bugünkü hayatını nasıl etkiledikleri önemlidir. İnsanın yaptığı her davranışın bir hedefi ve amacı vardır. Bilinçaltı süreçleri önemsemez (Topses,2003).
Adler'e göre bireyin davranışın nedenlerini olaylarda değil, değer yargıları, tutum ve düşüncelerinde aranmalıdır. Davranışı etkileyen neden gerçek olgulardan ziyade bireyin olayları nasıl gördüğü ve yorumladığı olmalıdır (Özdoğan,2000).
ADLER'İN KİŞİLİK KURAMI
Adler bireyi bir bütün ve birleşik bir organizma olarak inceler. En önemli noktalardan birisi ise bireyin toplumun geri kalanıyla ilişkisi olduğudur. Adler'e göre insan, kendi kaderinden sorumlu, yaratıcı ve hedefe yöneliktir. (Griffith & Graham, 2004;Sweeney,2009).
Adler bireylerin davranışlarının sebebinin geleceğe yönelik amaçlar tarafından belirlendiğini savunur. İnsan doğduğu andan itibaren diğer insanlarla birlikte iç içedir. Bu sebeple Adler, bireysel psikolojiyi sosyal psikoloji kuramı olarakta açıklar. Birey incelenirken, olaylara nasıl yaklaştığına ve diğer bireylerle ilişkilerinde kendini nasul değerlendirdiğine bakılır. Adler için kişilik çevreden şekillenir. Birey ilk olarak sosyal dürtüleriyle motive olur. Değerlendirirken geçmiş yaşantıların bir önemi yoktur. Sadece geçmişteki algıları ve bugünkü hayatını nasıl etkiledikleri önemlidir. İnsanın yaptığı her davranışın bir hedefi ve amacı vardır. Bilinçaltı süreçleri önemsemez (Topses,2003).
Adler'e göre bireyin davranışın nedenlerini olaylarda değil, değer yargıları, tutum ve düşüncelerinde aranmalıdır. Davranışı etkileyen neden gerçek olgulardan ziyade bireyin olayları nasıl gördüğü ve yorumladığı olmalıdır (Özdoğan,2000).